Yazılar No Comments

Video Oyunlarına Bir de Bu Açıdan Bakın…

Çocukların ve hatta yetişkinlerin kolaylıkla bağlandığı video oyunları hayatımıza girdiğinden beri tartışılıyor. Yararlı mı, zararlı mı? Bu yazıda çocukların video oyunlarını oynama sebeplerine değindiğimizde son kararı sizlere bırakacağım.

Cheryl K. Olson’ın, ortaokul 7. ve 8. sınıfa giden 1254 öğrenci ile yaptığı çalışmanın sonuçları video oyunlarının daha önce ele alınmamış yanlarını ortaya koyuyor.

  • Yeni sosyalleşme alanı ve yeni arkadaşlar: Çocuklar oyunlar hakkında konuşarak, oyunda birbirlerine bazen destek olarak ve işbirliği yaparak sosyalleştiklerini söylemişler.
  • Yarışma heyecanı: Erkek öğrenciler arasında daha çok tercih edilen “Herkesi yeniyorum.” seçeneği araşırmacılarca erkeklerin güç ihtiyacı ile eşleştirilmiş.
  • Birbirine öğretme: Öğrenciler gerçek hayattaki sorunlarında olmasa da, video oyunlarında hangi bölümü nasıl geçeceklerini, zorlandığı sorundan kurtulma yöntemlerini birbirleriyle paylaşıyor ve hep dilediğimiz “akran eğitimini” gerçekleştiriyorlar.
  • Duyguları düzenleme etkisi: Özellikle erkek öğrenciler gün içinde yaşadıkları olumsuz duygulardan “kurtulmak” için video oyunlarına yöneldiklerini söylemiş. Bu konuda araştırmacılara çok fazla katılmıyorum. Evet, kişilerin rahatlamak için hobilerinin olması ve keyif almalarının yararı var. Ancak tek “rahatlama” yolu olarak video oyunlarının tercih edilmesi, çocukların farklı özelliklerini keşfetmesine engel olabilir. Ya da farklı bir açıdan bakarsak, sorunlarını çözmek yerine unutmak için video oyunlarına daha da bağımlı bir hale gelebilir.
  • Akış: Oyunlara başladığınızda kendinizi devam eden bir akışın içinde bulursunuz. Ardı ardına gelen görevler, ödüller… sizin ve çocukların oyunlara olan bağlılığını arttırır.
  • Zorluk ve ustalaşma: Oyunların zorluğu sıkılmayacak kadar zor, devam edebilecek kadar kolay olarak belirlenir. Bu denge sayesinde diğer durumlarda odaklanma güçlüğü çeken kişilerin bile ilgiyle oynamasını sağlayabiliyorlar. Aslında baktığımızda bu dengeyi eğitim-öğretim ortamlarına da taşınması çocukların öğrenme düzeylerine katkıda bulunabilir.
  • Yeni ilgi alanları keşfetme: Araştırmacılar tarafından ele alınan bir diğer konu da, oyunlar sayesinde çocukların gerçek hayatta karşılamayacakları durumlarla ve duygularla baş etme şansı yakalıyor olmaları. “Sand box” olarak tanımlanan bu tür oyunlarda gerçek hayatta olmadıkları yeni karakterlere bürünebiliyor, gerçek hayatın sınırlarından kurtulup, yeni bir dünya kurabiliyorlar. Oyunların temasına bağlı olarak girdikleri dünyada, bazen mitolojik karakterler ya da gelecekten fırlamış teknolojiler yer bulabiliyor. Bu farklı deneyimler çocukların farklı ilgi alanlarını keşfetmelerine fırsat tanıyor.
  • Oyunlardaki şiddet: Araştırmacılar video oyunlarında olan şiddetin medyada ve video oyunu olmayan oyunlardaki kadar olduğunu ve bu nedenle çocuklar için farklılık yaratan bir durum olmadığını ileri sürmüşler.

Bu yönleri ile düşündüğümüzde video oyunlarını daha yararlı bir şekilde kullanmanın yollarını bulmak daha kolay olabilir diye düşünüyorum.

 

Bir cevap yazın