Yazılar No Comments

Psikolog Gülçin Dönmez Fidan ile Yaptığımız Söyleşi

Merhaba. Bize kendinizi tanıtabilir misiniz ?Gülçin

Ben psikolog Gülçin Dönmez FİDAN. 2004 yılı Uludağ üniversitesi mezunuyum. Meslek hayatıma ilk olarak özel bir dershanede sınav kaygısı ve aile danışmanlığı çalışmaları yaparak başladım. Daha sonrasında özel bir hastanede klinik çalışmaya başladım ve şimdi de kendi ofisimde, çocuk ve ergen aileleriyle aile danışmanlığı ve çift terapisi, yetişkinlere yönelik bireysel terapiler, EMDR terapi ve Bilişsel terapi uygulamaları yapmaktayım.

Psikolojide sıklıkla karşımıza çıkan psikolojik sağlamlık kavramı nedir ?

Ben psikolojik sağlamlığı; hayat döngüsü ve hayatta karşılaştığımız her olay karşısında, kendindeki eksiklerin ve aşırılıkların farkına varmak ve bunları dönüştürmek –gerek törpülemek, gerek geliştirmek- üzere varılan farkındalığın bir sonucu olarak tanımlıyorum. Yani farkındalık durumu çok önemli. Siz eğer fark ederseniz yardım alabilirsiniz  ya da fark ederseniz çözüm arayabilirsiniz. Bir de kendimize şu soruları sormamız lazım : “şu anda nasıl hissediyorum, neden böyle hissediyorum, bu durumdan memnun muyum, neleri değiştirebilirim”. Kişi bu soruları kendine sürekli sorduğunda bir alışkanlık haline geliyor ve gerçekten kendinizi engelleri olan bir yolda yürüyüp dimdik ayakta kalan biri gibi hissedebiliyor ve sağlamlaşıyorsunuz.

Size göre psikolojik olarak sağlam anne baba olmanın çocuğa etkileri nasıl olur ?

Yukarıda ifade ettiğim psikolojik farkındalığın küçük bir bölümü tabi. Ama düşünsenize bu sorular sorulmaya başlandığında çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olur ? Onun yaptığı her davranışı da bu şekilde önemsemiş ve bir süzgeçten geçirmiş olursunuz. Bizler her davranışımız – ya da bir çok davranışımız diyelim- karşısında sabırla kendimize vakit ayırıp bunları sorarken, ardından anne babalığımızı ve çocuğumuza olan davranışlarımızı ya da onun yaptığı şeyleri sorgulamamamız mümkün mü ? Çocuk bunu neden yapıyor diye düşündüğünüzde biliyorsanız gelişim dönemlerinin, çocuk psikolojisi hakkında bilginiz olmasa bile kendi çocukluğunuzda yaptıklarınıza dönüyorsunuz hemen! Ve bir de duyguları anlamak ve hissetmek var tabi, o da terapi içinde öğrenilen en önemli şeylerden biri. Çünkü toplum olarak duygularımızı hissetmeyi ve ifade etmeyi öğrenememiş bir milletiz. Öfkelendiğimizde de bunun hangi duygudan kaynaklandığını anlayamıyor, dolayısıyla kendimize de haksızlık ediyoruz. Çocuk eğitiminde daha sabırsız oluyor, yeteri kadar ifade yeteneği bulamıyoruz. Demek istediğim iletişim de psikolojik sağlamlıkta en önemli şeylerden biri. Ama öncelikle kendi kendimizle olan iletişimimiz.

Anne-Baba / Aile olarak psikolojik sağlamlığımızı korumak ve arttırmak için neler yapılabilir ?

İnsan ne yaptığını, hayatta neden var olduğunu ve nereye gittiğini sorgulamadan bir şeyler yapmıyor. Fakat insan olarak bu hayatta varsak ve yaşıyorsak hayat bize bunları sorgulatmanın yolunu bir türlü sunuyor. Başınıza bir şeyler geliyor. İyi yada kötü bu olanlardan dersler çıkartmazsanız hayat kalitesizleşiyor ve bir yerde sürekli aynı sorunlar çıkıyor sizin karşınıza. Dolayısıyla çözmek mecburiyetindesiniz… İşte bu noktada konumuz aile olduğu için söyleyebilirim, ya anne, ya da baba ya da her ikiside çocuğu tutup elinden terapiye geliyor : Bu çocukta bir sorun var diye, bazen de sorunlarımız var yardım almamız gerekiyor diye. Ben öncelikle anne babaların kendi kendileriyle iletişime geçmeleri gerektiğini, “ne oluyor ve benim bu durumda yapabileceğim ne var?” diye kendilerine sormaları gerektiğini düşünüyorum. Zaten soru sorulduğunda cevabı bir şekilde buluyorsunuz. Önemli olan soruyu sorabilmek, suçlamadan, görmezlikten gelmeden. İletişime geçmek ve sorumlulukların farkına varmak çok önemli. Hayatınızda yapmanız gerekenlerin farkına vardığınızda, iyi bir plan yaparak hayatı daha kaliteli hale getirebiliyorsunuz. Bunun için varız biz uzmanlarda; bildiğiniz şeyleri tekrar etmek, bilmediklerinizi öğretmek ve alışkanlık haline dönüştürmek, kalıcı hale getirmek. Anne baba olmak, hatta insan olmak büyük bir sorumluluk dolayısıyla bu sorumluluğu fark ettiğinizde dahası kabul ettiğinizde her şey daha kolay oluyor. Bu kabulden sonra da tabi ki öğrenmeye ve yeni şeyler yapmaya açık oluyorsunuz.

Özellikle çift terapisinde çiftler bize bir tükenmişlik ya da kırılma noktasında gelirler. Onun bir adım öncesinde iki taraf da birbirini tüketmiştir. Terapiye birbirlerini suçlamaya gelmiş gibi görünseler de ikiside yardım çığlıkları atmaktadır; çünkü ikiside terapidedir. Bizler aynı sorunların tekrar yaşanmaması için öncelikle beyaz bir sayfa sözleşmesi yaparak yani geçmişe dönük hataları tekrar etmeden, yüze vurmadan, sayfaya yeni ve kaliteli davranışlarla doldurmayı deneriz; bakalım ilişki nasıl oluyor böyle davranınca… Yeni ve kaliteli davranışları arttırıp, işimize yaramayan davranışları devre dışı bıraktığımızda bile çiftlerin mutluluğunu izleyebiliyorsunuz. Zaten yapılması gerekenler çok basit fakat insan değişemeyeceğini düşünüyor. İnsan değişir, dönüşür ve istediği hayatı yaşayabilir ve yaşamalıdır da. Aileler, çiftler, bireyler bu bilinci kazandığı sürece kendileri de sağlam olan ve çevrelerine de mutluluk veren bireyler olacaklardır. İnsan yavrusu sevgi ile büyür ve gelişir. Sevgi bedavadır ve vereni de alanı da mutlu eder…

Vakit ayırdığınız için çok teşekkürler. Oldukça yararlı bir söyleşi oldu.

Ben teşekkür ederim. Tekrar görüşmek üzere…

Bir cevap yazın