Yazılar No Comments

Çocuklarda Görülen Konuşma Bozuklukları

Bebeğinizi kucağınıza aldığınız andan itibaren belki de anne/baba diyeceği zamanı beklediniz ve sonunda o kelimeleri duydunuz. Ancak sonrasında konuşma gelişimi nasıl devam eder ve nerede çözüm arayışına gidilmeli konusu hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız, yazının devamını inceleyebilirsiniz.

Çocuklar doğdukları andan itibaren kendi düşüncelerini ve duygularını ifade edebilmek isterler. Ağlayarak başlayan iletişim çabaları ilerleyen yaşlarda kendisini sözel olarak uygun biçimde ifade edebilme becerisine dönüşür.

İletişimi iki ana alana ayırabiliriz. Birinci alan; sözel iletişimi konuşma yolu ile gerçekleştiririz. İkinci alan; jest, mimik, bakış şekli gibi sözel olmayan iletişim şekilleridir. İyi bir iletişim de iki alanın da gelişmiş olması önemlidir.

Çocuklarda, iletişim ve dil edinimi daha çok gözlem ve model alma yoluyla olur. Kısacası, dil gelişimi konusunda çocuklar; ev içinde konuşulan dili duyarak, kullanma denemeleri yaparak doğru bir iletişime doğru ilerler. Kendisini ifade edebildikçe de bu becerisinden keyif almaya başlar.

Ludwig Wittgenstein’ın dediği gibi “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Çocuğunuzun dil gelişimi ne kadar güçlü olursa, dünyasının sınırları da o kadar genişleyecektir.

Konuşma Gelişimi

sf

Konuşmanın gelişim evreleri incelendiğinde çocuğun genellikle belirli yaşlarda, belirli sesleri çıkarabildiği görülmektedir.

Bu yaş dönemlerini değerlendirirken çocukların bireysel farklılıklar yaşayabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak genellikle çocukların konuşma bozuklukları ile ilgili problemleri ilkokul çağına kadar aşmış olmaları beklenir.

Bu bozuklukların aşılma süresi uzadıkça çocuğun kendisini ifade etmeye yönelik isteği ve özgüveni azalabilir ve saldırgan ya da içe kapanma davranışlar gözlemlenebilir.

Başlıca Konuşma Bozuklukları

Artikülasyon bozuklukları

Artikülasyon bozukluğu, organik veya organik olmayan nedenlere bağlı olarak, bir lisana ait konuşma seslerinin doğru olarak üretilememesi durumudur (McReynolds,1990).

  • Sesin Değiştirilmesi: Bir sesin başka bir sesle yer değiştirmesi. Örn. “Kırmızı top” yerine “Kırmızı bop” şeklinde ifade edilmesi.
  • Sesin Bozulması: Bir sesin alışık olunmayan bir yolla üretilmesi. Örn. “”Bana makası ver.” Yerine “Bana nakası ver.” şeklinde ifade edilmesi.
  • Sesin Düşürülmesi ve Atlanması: Bir kelimedeki bir sesin atlanması. Örn. “Kalem düştü.” Yerine “Alem düştü.” şeklinde ifade edilmesi.
  • Ses Eklenmesi: Kelimenin içine fazladan bir ses yerleştirilmesi. Örn. “Kalem nerede?” yerine “Kaylem nerede?” şeklinde ifade edilmesi.

Gecikmiş konuşma

Çocuğun akranları ile kıyaslandığında onlardan önemli derecede konuşmanın akıcılığı, içeriği, anlamı ve kelime dağarcığında bir yetersizlik yaşaması durumudur.

Kekemelik

Konuşmanın akıcılığının belirgin düzeyde kesintiye uğramasıdır.

İşitme kaybına bağlı konuşma bozuklukları

İşitme ve konuşma birbiriyle oldukça yakından ilişkilidir ve sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesi için ikisinin de işlevlerini tam olarak yerine getirebilmesi gerekir. İşitmenin işlevinde ortaya çıkan bir problem konuşma bozukluğuna da neden olabilir.

Nelere Dikkat Etmeli?

  • Ailelerin çocuklarını tanımaları ve doğru zamanda doğru yönlendirmelerde bulunmaları gerekmektedir.
  • Yapılan araştırmalar konuşma bozukluklarından kaynaklanabilecek sorunların engellenebilmesi için erken teşhisin çok önemli rol oynadığını tespit etmişlerdir. Önceden alınacak ufak bir önlem sorunların hiç başlamamasına yardımcı olabilir.
  • Daha önce de belirtildiği gibi konuşma bozuklukları işitme kayıpları nedeniyle de gelişebilir. Bu nedenle işitme taraması yapılarak, fiziksel açıdan konuşmayı engelleyebilecek bir sorun olmadığından emin olunmalıdır.
  • Herkesin zaman zaman okuma ve konuşmada hata yapabileceği unutulmamalı. Zaman zaman küçük hataların görmezden gelinmesi, çocuğun bazen hata yapabileceğini ve bunun da çok sorun olmadığını öğrenmeleri için bir fırsat olabilir.
  • Konuşmamızla çocuklara model olduğumuz unutulmamalı ve doğru iletişim becerileri teknikleri ile hem aile içinde hem de çocuğunuzla olan ilişkilerde sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır.
  • Çocuğunuzun konuşmasında takılmalar varsa konuşmasını bölmemeye özen gösterilmeli ve konuşmasını tamamlamasına izin verilmelidir.
  • Çocukların yanlış telaffuzları uygun bir biçimde düzeltilmelidir. Örn. “Doyapta oyuncağımı bulamıyoyum.        “ şeklinde bir ifadede bulunan bir çocuğa, siz cevap verirken “Evet, dolapta oyuncağını bulamıyorsun.” şeklinde düzeltmelerde bulunulmalıdır. Bu sayede hem iletişim kesilmemiş hem de kendisinin eleştirildiğini hissetmeden düzeltme sağlanmış olacaktır.
  • Sözel olmayan tepkilerle hataları teşvik edilmemelidir. Küçük çocukların konuşmalarında bazı hatalar yapmaları yetişkinlere şirin ve eğlenceli gelebilmektedir. Bu durumu çocuğun fark etmesi sorunun daha geç çözümlenmesine yardımcı olacaktır.

Bir cevap yazın